6. Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyumu’nda “dirençli kentler” masaya yatırılıyor

Cumhurbaşkanlığı Lokal İdare Siyasetleri Şurası Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe, dirençli kentlerin yapılması için hakikat tekniklerin kullanılarak, yanlışsız mühendislik hesaplarıyla kentler kurmanın zarurî olduğunu belirterek, “Yık, yap, olmazsa yenisini yap imkanı artık kalmamıştır. Su bitmiştir, ırmaklar kurudu. Bundan sonra deneme yapmaya vaktimiz yok.” dedi.

Türkiye Belediyeler Birliği, Cumhurbaşkanlığı Mahallî İdare Siyasetleri Konseyi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) ve Ankara Üniversitesi Ernst Reuter İskan ve Şehircilik Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde, “Dirençli Kentler” temasıyla düzenlenen 6.Ulusal Mahallî İdareler Sempozyumunun açılışı, SBF Aziz Esaslı Salonunda yapıldı.

Sempozyumun açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Lokal İdare Siyasetleri Konseyi Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe, Kovid-19 salgını sürerken afetlerin de yaşandığını, salgın ve afetin bir güvenlik sorunu olduğunu belirtti.

Kentlerin güvenliği için tüm kentlerin dirençli yapılması gerektiğini vurgulayan Karatepe, şöyle konuştu:

“Hızlı endüstrileşme, taşradaki insanların kentlere gelmesi, kaynakların çok kullanılması, tabiatın kirlenmesi üzere meseleler birbirini izledi. Kuralsız, süratli ve kalitesiz yapılaşma yani dirençsiz yapı stoku, Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından biri. İstanbul’da bir milyon konutun yıkılıp yine yapılması gerekiyor. Dirençsiz kentler, kendi elimizle kurduğumuz kentler. Gerçek teknikleri bularak, gerçek mühendislik hesaplarıyla kentler kurmak zorundayız. Yık, yap, olmazsa yenisini yap imkanı artık kalmamıştır. Su bitmiştir, ırmaklar kurudu. Bundan sonra deneme yapmaya vaktimiz yok.”

Şükrü Karatepe, binaların teknik asıllara ve imar hukukuna uygun olarak yapılmasının mecburî olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı Lokal İdare Siyasetleri Konseyi Başkanvekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe, 1999 zelzelesinden sonra yapılan düzenleme ile imar konusunda yanlışlıkların belli ölçüde giderildiğini belirterek, “Neden buna karşın zelzeleler, afetler canımızı yakıyor. Zira kurallara riayet etmiyoruz. Hala yanlış uygulama devam ediyor. Öte yandan gerçek uygulama yapılması için gerekli kamusal kontrol maalesef yapılmıyor.” diye konuştu.

“İnsanların daha memnun ve huzurlu kentlerde yaşaması için çalışmalıyız”

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar da nüfus arttıkça daha uygar, yaşanabilir kentlerde yaşanması gerektiğini, ama bugün dünyada yaşanılan olayların kentlerin dirençli olmadığını ortaya koyduğunu söyledi.

Ünüvar, “Kovid-19 bizi sınadı. Yaşadığımız devir, insanların çılgınca daha yaşanabilir yerlere gitmek ismine tabiatla adeta dalga geçercesine konutlar, kentler yapması, sonrasında tabiatın beşerden intikam alması formunda karşımıza çıkıyor.” dedi.

Dirençli kentler çalışmasına kentlerden değil, tabiatın içinden başlanmasının hakikat olacağının altını çizen Necdet Ünüvar, “Hayatı sadeleştirmemiz lazım. İnsanların daha memnun ve huzurlu kentlerde yaşaması için çalışmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Birol Ekici ise kentlerin, dünyanın yapı taşı pozisyonunda olduğunu, kentlerin risklerden ve tehditlerden korunması gerektiğini belirtti.

Ekici, “Şehirlere yönelik tehditleri ortadan kaldırmak için dirençli kentleri oluşturmak gerekiyor. Türkiye dünyanın en çok insani yardım yapan ülkesi pozisyonunda. Dünyanın en çok sığınmacı barındıran ülkesi. İstanbul başta olmak üzere Bursa, Gaziantep, Şanlıurfa ve Hatay’da 500 bine yakın sığınmacı var. Bugün onları huzur ile kucaklıyoruz.” dedi.

İklim değişikliğinin kentleri bugün en çok tehdit eden bahislerin başında geldiğini belirten Ekici, şunları kaydetti:

“İklim Ahenk Aksiyon Planına nazaran, 121 noktada mahallî idarelere misyon veriliyor. Türkiye Belediyeler Birliği de beş hususta görevlendirilmiş durumda. Artık kentlerimiz, iklim değişikliği riskleri ile daha çok karşı karşıyalar. Her kent kendi önlemini kendisi almak zorunda. Kentleri daima birlikte geleceğe dirençli hale getirmemiz gerekiyor. Dünya ile yarışan kentleri oluşturmamız gerekiyor.”

Açılış konuşmalarının akabinde Ankara Üniversitesi SBF eski dekanlarından, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş sempozyumun çerçeve sunumunu yaptı.

Türkiye Belediyeler Birliği’nde üç gün sürecek sempozyumda, alanın uzmanları, iklim değişikliği, afet idaresi, göç idaresi başta olmak üzere dirençli kentlerin oluşturulması konusunda bildiriler sunacak.