28,9214$% 0.07
31,4528€% -0.05
1.925,35%0,08
3.187,00%1,77
8.046,91%0,26
1203025฿%5.46458
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.
Ramazan ayının rahmeti, mağfireti, affı ve bereketinin Türk milleti ile birlikte tüm Müslümanların ve tüm insanlığın üzerinde olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef son yıllarda ramazan aylarını hep sıkıntılı gündemler eşliğinde buruk bir şekilde geçiriyoruz. Dünya bir süredir salgınların ve savaşların yol açtığı olağanüstü dönemler yaşıyor, herkesin hayatını etkileyen ekonomik, sosyal, siyasi krizler sebebiyle ortaya çıkan belirsizlikler giderek artıyor.” ifadelerini kullandı.
Salgın döneminde bozulan üretim ve tedarik sisteminin hala düzeltilemediğini, tam tersine Karadeniz’in kuzeyindeki savaşla birlikte üretim ve tedarik kanallarının yeni tehditlerle karşı karşıya kaldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Finanstan sağlığa, enerjiden gıdaya geniş bir alanda giderek ağırlaşan sorunlar, zengininden fakirine kadar dünyadaki tüm ülkeleri derinden sarsıyor. Merkezinde yer aldığımız coğrafya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında benzer tabloları görmek mümkündür. Her ne kadar ülkemizde kendi kısır ve küçük hesaplarının içinde kaybolup dünyada olup bitenleri takip edemeyecek kadar hayattan kopuk bir kesim varsa da biz tüm bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Yaşadığı ülkenin ve mensubu olduğu milletin felaketini siyasi çıkara tahvil etme peşinde koşanları ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz.
Türkiye’nin bu zorlu dönemi aşarak bir an önce hedeflerine ulaşması için ülkenin tüm gücünü, imkanlarını ve potansiyelini harekete geçirmenin gayreti içindeyiz. Hamdolsun salgın sürecinde bunu başardık. Şimdi de Ukrayna-Rusya Savaşı ile yeni boyutlar kazanarak devam eden küresel krizi fırsata dönüştürecek adımları da atıyoruz. Bugün Türkiye savaşın her iki tarafıyla da yakın ilişkilerini sürdürebilen, tarafları karşılıklı bir araya getirerek sorunun çözümü yolunda somut ilerlemeler sağlanmasını temin edebilen yegane ülkedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi ve diplomatik alandaki kazanımları, Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirme hedeflerinin itici gücü haline dönüştürmek için çalıştıklarını vurgulayarak, “Elbette küresel düzeyde yaşanan sıkıntıların bize de yansımaları oluyor. Önce ekonomimizi çökertmek için döviz kuru ve faiz tartışmaları üzerinden başlatılan saldırıların ardından da salgın döneminin yol açtığı küresel krizin ülkemize etkileri hala sürüyor.” dedi.
Enerji ve gıda fiyatları başta olmak üzere küresel ekonomik dengeleri bir kez daha kökünden sarsan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sonuçlarının da derinden hissedildiğini bildiren Erdoğan, “Tabii burada şu gerçeğin unutulmaması gerekiyor, petrol, doğal gaz ve kimi madenler gibi ülkemizin küresel piyasalardan tedarik ettiği ürünlerin fiyatlarının döviz cinsinden katlanarak artmasını bizim tek başımıza önleyebilmemiz mümkün değildir. Aynı şekilde gıda sektörünün kullandığı ham maddelerin fiyatlarındaki artışlar da ithalatımıza ve ihracatımıza olan etkileri sebebiyle bizi yakından ilgilendiriyor.” ifadelerini kullandı.
Mevsim şartlarının, sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesi üzerindeki etkisinin de göz ardı edilemeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Esasen Türkiye’nin sorunu, kendi vatandaşlarının ihtiyacı olan buğdayı, unu, yağı, eti, sütü, sebzeyi, meyveyi üretmek değildir. Allah’a şükür kendi insanımızı asla temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak üretim kapasitesine ve gerçekleşmesine sahibiz ama küresel sisteme entegre açık bir ekonomide sadece sizin kendi kendinize yeterli olmanızla iş bitmiyor. Çünkü siz elinizdeki ürünlerin bir kısmını dışarıya satarken tüketim veya ihracat amacıyla da dışarıdan ürün alıyorsunuz.
Küresel düzeyde ürün arzındaki denge bozulduğunda, fiyatlar her yerde fahiş bir şekilde yükseliyor. İşte bugün Amerika’da açıklanan son 40 yılın en yüksek enflasyon rakamları sorunun ulaştığı sınır tanımaz boyutları göstermektedir. Teknolojik ürünler ve enerji yanında insanlarımızın günlük hayatını yakından ilgilendiren yağdan şekere, undan ete pek çok konuda böyle bir durum ortaya çıkmıştır. Bizim bu süreçteki önceliğimiz, en pahalı malın olmayan mal olduğu gerçeğinden hareketle vatandaşlarımızın temel ihtiyaç maddelerine kesintisiz ve en uygun şartlarda erişimini sağlamaktır.”
Tamahkarlık yaparak, insanların temel maddelerinin fiyatlarını yükselten açgözlü bir kesimin de olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Kimi zaman yalan haberlerle panik oluşturarak, kimin zaman ellerindeki ürünleri piyasaya vermeyip stoklayarak, hatta imha ederek, kimi zaman aralarında anlaşıp fiyatları artırarak haksız kazanç peşinde koşanları takibe aldık. Kamunun denetim ve yaptırım yetkilerini kullanarak serbest piyasa sistemi içinde bu tamahkarlarla mücadele ediyoruz. Ancak sorun çoğu defa hukuki değil, ahlaki olduğu için maalesef arzu ettiğimiz neticeleri almakta güçlük çekiyoruz.” diye konuştu.
Karşılarında zorlu bir tablo olduğu gerçeğinin farkında olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Meseleye üreticilerden tüketicilere, çalışanlardan işverenlere, her kesimi gözeten, kazanımlarını korumaya, kayıplarını telafi etmeye yönelik bir anlayışla yaklaşıyoruz. Belirsizliğin yol açtığı tereddütler ortadan kalktıkça hem içeride hem de dışarıda ürün arzının yeniden dengeye oturacağını, tedarik kanallarının işlemeye başlayacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyoruz. Bu düzelme yaşanana kadar vatandaşlarımıza her türlü desteği sağlamayı sürdüreceğiz. Gelir artışına yönelik tedbirler yanında gereksiz paniklerin önüne geçecek, piyasayı sakinleştirecek, tamahkarları dizginleyecek düzenlemelere hız vereceğiz. Sabırla, dirayetle daha çok çalışarak, daha sıkı mücadele ederek, bu dönemi de inşallah geride bırakacak, ülkemizin mutlaka 2023 hedeflerine ulaşmasını sağlayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, Londra’dan Pekin’e, Sibirya’dan Güney Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyanın lojistik süper gücü haline gelme yolunda ilerlemektedir.” diye konuştu.
“Demir yolu hat uzunluğumuzu 10 bin 959 kilometreden 13 bin 22 kilometreye çıkardık. Hedefimiz, bu rakamı 2053’te 28 bin 590 kilometreye taşımaktır.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Hızlı tren hatlarını 2053 yılına kadar yaygınlaştırarak bu sistemle birbirine bağlı il sayımızı 8’den 52’ye çıkartacağız.” dedi.
Erdoğan, “Beşer yıllık planlamalarla 2053 yılına kadar demir yolu, kara yolu, deniz yolu, hava yolu ve haberleşme için 198 milyar dolar yeni yatırım yapacağız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bayramın hemen ertesinde Rize-Artvin Havalimanı’nın açılışını yapıyoruz.” ifadesini kullandı.
2B arazilerinin satışıyla ilgili başvuru ve ödeme süresini 31 Aralık’a kadar uzatma kararı aldıklarını belirten Erdoğan, “2020 yılı başından itibaren 3 yıl süreyle hazine taşınmazını kullanan çiftçilerimize başka şart aramadan bu araziyi kiralama imkanı getiriyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütlerinin başını nasıl ezdiysek fiyatlardaki yükselişin belini de aynı şekilde yine biz kıracağız.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, “Ek istihdam taahhüt eden firmaların işe alacakları her işçinin 3 veya 6 ay boyunca tüm ücretleri ve sosyal destek primlerini Çalışma Bakanlığı karşılayacak.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;
“Ramazan ayının rahmeti, mağfireti, affı, bereketi milletimizle birlikte tüm Müslümanların, tüm insanlığın üzerine olmasını cani gönülden temenni ediyorum. Maalesef son yıllarda ramazan aylarını hep sıkıntılı gündemlerin eşliğinde buruk bir şekilde geçiriyoruz.
Salgın döneminde bozulan tedarik sistemi hala düzeltilmiş değildir. Tam tersine Karadeniz’in kuzeyindeki savaşla birlikte yeni tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. Geniş bir alanda giderek ağırlaşan sorunlar zengininden fakirine kadar tüm ülkeleri derinden sarsıyor.
Merkezinde olduğumuz coğrafya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında benzer tabloları görmek mümkündür. Kendi kısır ve küçük hesapları üzerinde kaybolup, dünyada olup bitenleri takip edemeyecek kesim varsa da biz tüm bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Türkiye’nin zorlu dönemi aşarak bir an önce hedeflerine ulaşması için ülkenin tüm güç ve imkanları ve potansiyelini harekete geçirmenin gayreti içerisindeyiz. Salgın sürecinde bunu başardık. Şimdi de Ukrayna-Rusya savaşıyla devam eden küresel krizi fırsata dönüştürecek adımları atıyoruz.
Bugün Türkiye savaşın her iki tarafıyla yakın ilişkileri sürdürebilen, tarafları bir araya getirerek somut ilerlemeler sağlanabilmesini temin edebilen yegane ülkedir. Elbette küresel düzeyde yaşanan sıkıntıların bize de yansımaları oluyor. Ekonomimizi çökertmek için döviz kuru ve faiz tartışmaları üzerinden başlatılan saldırılar ve ardından küresel krizin ülkemize etkileri halen sürüyor.
Enerji ve gıda fiyatları başta olmak üzere Rusya ve Ukrayna krizinin sonuçlarını derinden hissediyoruz. Petrol, doğalgaz ve kimi madenler gibi ülkemizin küresel piyasalardan tedarik ettiği ürünlerin fiyatlarının döviz cinsinden katlanarak artmasını tek başına önleyebilmemiz mümkün değildir.
Gıda sektöründe kullanılan hammaddelerin fiyat artışı bizi yakından ilgilendiriyor. Sebze ve meyve fiyatlarının mevsim şartlarında yükselmesini de göz ardı edemeyiz. Allah’a şükür kendi insanımızı temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak üretim kapasitesine sahibiz.
Küresel sisteme entegre açık ekonomide sizin kendi kendinize yeterli olmanızla iş bitmiyor. Elinizdeki ürünlerin bir kısmını dışarıya satarken dışarıdan tüketim olarak ürün alıyorsunuz. Ürün arzındaki denge bozulduğunda fiyatlar fahiş şekilde yükseliyor. Amerika’da açıklanan son 40 yılın en yüksek enflasyon rakamları sınır tanımaz boyutları göstermektedir.
Yağdan şekere, undan ete pek çok konuda böyle bir durum ortaya çıkmıştır. Önceliğimiz en pahalı malın olmayan mal olduğu gerçeğinden hareketle vatandaşımızın temel ihtiyaç maddelerine kesintisiz ve en uygun şekilde ulaşmasını sağlamaktır. İnsanlarımızın temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını yükselten aç gözlü kesim de vardır.
Ellerindeki ürünlerini stoklayarak ve hatta imha ederek, aralarında anlaşıp fiyatlarını arttıranları takibe aldık. Kamunun denetim ve yaptırım yetkilerini kullanarak serbest piyasa içinde bu tamahkarlarla mücadele ediyoruz. Sorun ahlaki olduğu için arzu ettiğimiz neticeleri almakta güçlük çekiyoruz.
Karşımızda zorlu bir tablo olduğunun farkındayız. Her kesimi gözeten, kazanımlarını korumaya, kayıtlarını telafi etmeye yönelik anlayışla yaklaşıyoruz. Hem içeride hem de dışarıda ürün arzının yeniden dengeye oturacağını, tedarik kanallarının işlemeye başlayacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini umut ediyoruz.
Gelir artışına yönelik tedbirler yanına gereksiz paniklerin önüne geçecek, piyasayı sakinleştirecek düzenlemelere hız vereceğiz. Daha sıkı mücadele ederek bu dönemi de inşallah geride bırakacağız.
Ülkemizi 2023 hedefleri doğrultusunda özellikle 2053 ve 2071 vizyonları da bizden sonraki nesillere emanet edeceğimizi söylüyoruz. BM İklim Değişikliği Konferansına sunduğumuz katkı beyanımızla 2053 vizyonumuzun ilk somut hedefini ilan etmiştik. Bugün de İstanbul’un fethine atfettiğimiz vizyonumuzun 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Avrupa-Asya-Afrika bizim için büyük fırsatlar barındırıyor. 12 milyar ton olarak gerçekleşen dünya ticaret hacminin 2030’da 25 milyar, 2050’de 95 milyar tona ulaşmış olması bekleniyor. BM bu oranın 2050 yılında yüzde 70’e çıkacağına işaret ediyor.
Ulaşıma yönelik talebin 2050 yılında iki katına çıkacağı anlaşılıyor. Ülkemizin ulaştırma alanında son 20 yılda attığı adımların ne kadar önemli ve isabetli olduğu kabul edilecektir. Diğer ülkelerde ortaya çıkacak potansiyelden en yüksek payı almak için yatırımlara hız vermeye başlamıştır. ABD’nin 2 trilyon dolar, Çin 559 milyar dolarlık altyapı planladıkları biliniyor. Türkiye ise 5 ana sektörde yaptığı yatırımla mesafe kat etmiş bir ülkedir.
Yaptığımız yatırımlar sayesinde Türkiye üretimini 1 trilyon doların üzerinde arttırmayı başarmıştır. Yarısı yeni olmak üzere 18 milyona yakın insanımızın istihdamını sağlayan ekonomik sonuçlar ürettik. Milli gelirimize 520 milyar dolardan fazla katkı sunduk. Yarına hazırlanırken odak noktamıza insan, veri ve yük hareketliliğini yerleştirdik.
Bu unsurları lojistik, mobilite, dijitalleşme ekseninde ele alarak adımlarımızı atıyoruz. Akıllı otoyolların inşası bu uygulamalardan biridir. Ulaştırma ve lojistik ana planımızı veriye dayalı ortak aklı önemseyen bir anlayışla hazırladık. Öncelikle güncel sosyo demografik arazi kullanımı, ulaştırma sistemleri, altyapı ve turizm verilerine göre ihtiyaç analizi yaptık.
Emisyon salınımı azaltma hedefli çevreci ve akıllı ulaşım sistemlerin öne çıktığı senaryolar geliştirdik. Demiryolu yatırımlarımız artık ön plana çıkmıştır. Yıllarca kaderine terk edilmiş demiryollarımızı önemli ölçüde yeniden canlandırmıştık. Mevcutları yenilediğimiz demiryolu hat uzunluğumuzu 10 bin 959 km.den 13 bin 22 km.’ye çıkardı.k. Hedefimiz 28 bin 590 km.ye taşımaktır.
Ulaştırma ve lojistik ana planında demiryollarına özel bir önem verdik. Demiryollarının yolcu taşımacılığında yüzde 6,2’ye çıkartmakta kararlıyız. Bu da halen demiryolu yolcu sayımızın 145 milyona, 2053’de 270 milyona ulaşması demektir.
Amacımız 2053 yılında 440 milyon ton yükün demiryolu ile taşınması sağlayarak yüzde 22 seviyesine ulaşmaktır. Yurtdışında demiryolunun payını 10 kat arttırmayı planlıyoruz. Hızlı tren hatlarında il sayımızı 8’den 52’ye çıkaracağız.
Yeni yatırımlarla karayolu hizmet düzeyimizi de en üst seviyeye çekerek kesintisiz ve konforlu ulaşım tesis edeceğiz. Bölünmüş yol ağımızı 28 bin 650 km’ye, otoyol ağımızı 3 bin 633 km’ye zaten çıkarmıştık. Hedefimiz 2053’de bölünmüş yol 38 bin km’ye, otoyol ağımızı 8 bin 325 km’ye yükseltmektir.
Önümüzdeki yıl limanlarımızdan 255 milyon tona yakın yük taşıması öngörülüyor. Bu amaçla halen 217 olan liman tesisi sayımız 2053 yılında 255’e çıkartılacaktır. Kanalistan projesi ise İstanbul boğazında yaşanan gemi trafiğinin azaltılması jeopolitik açıdan kratik ehemmiyete sahiptir.
Hava ulaşımında Türkiye hızla büyüyen ekonomisi ve turizmini destekleyen 56 havalimanına sahiptir. Önümüzdeki yıllarda 6a1’e yükselecektir. Hemen bayramın ertesinde Rize-Artvin havalimanınınh açılışını yapıyoruz. Halen yıllık 210 milyon olan havayolu yolcusu sayısı 2053 yılında 344 milyona çıkacaktır.
Haberleşmede ileri teknoloji ile yolumuza devam ederken ülkemizin dört bir yanına fiber ağlarla öreceğiz. Hedefimiz mobil geniş bant yoğunluğunu yüzde 100’e ulaştırmaktır. Genişleyen uydu filomuz sayesinde inşallah bu alanda küresel ölçekte hizmet verebilen dünyanın lider ülkelerinden biri haline geleceğiz.
5’er yıllık planlamalarla demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu ve haberleşme için 198 milyar dolar yeni yatırım yapacağız. Sektörün milli gelirimize katkısı 2053’e kadar 1 trilyon doları geçerek yatırım bedelinin 5 katından fazlasını ülkemize kazandıracaktır.
Ulaştırma ve haberleşme sektörünün 2053 yılında üretime katkısı 1.94 trilyon dolar ile yatırım bedelinin yaklaşık 10 katına çıkacaktır. Amacımız süreç sonunda ülkemizin dünyanın gelişmekte olan değil gelişmiş ülkeleri arasındaki seçkin yerini almasıdır.
2 büyük cihan savaşının ardından kurulan dünya düzeninde hak ettiği yeri alamayan ülkemiz için bir dönem artık sona ermek üzeredir. Her demokrasi ve kalkınma teşebbüsü tek parti faşizm, vesayet, darbelere kadar nice yöntemle engellenen büyük ve güçlü Türkiye inşasına kimse mani olamayacaktır.
Ülkemizi geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz eser ve hizmet altyapısının üzerinde hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız. Diğer ülke ve toplumların bugün başlasalar çeyrek asırda tamamlamayacak işleri biz önemli ölçüde bitirdik. Üretim ve tedarik zincirlerindeki aksaklıklar sebebiyle yaşanan küresel krizler elbette ülke içinde kimi sıkıntılara yol açıyor. Dengesiz fiyat artışları özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın refah seviyelerinin geçici olarak bir parça gerilemesine sebebiyet verebilir.
Bizim için aslolan özellikle her bir insanımızın çalışacak iş, evine götürecek ekmek, başını sokacak yuva bulabilmesidir. Fiyatlardaki istisnai sıçramanın belirsizliğini ortadan kaldırarak yatırım, istihdam, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme üzerine kurulu ekonomi anlayışına ağırlık vereceğiz.
Şubat ayı itibariyle yıllık sanayi üretim endeksi yüzde 13,3 oranında artarak üretim temelli büyümenin sürdüğünü göstermektir. Bu tablonun değerini sanayici, nakliyeci, ihracatçı bilir. İşgücü istasitiklerinde işsizliğin azalmaya devam ettiğine işaret etmektedir. İstihdamı arttırmanın kıymetini de yıllardır iş bulamadığı için boynu bükük kalanlar bilir.
İlave istihdam taahhüt eden firmaların işe alacakları her işçinin 3 veya 6 ay itibarıyla sosyal destek primlerini Çalışma Bakanlığımız karşılayacak. İşe giren her bireye 1 veya 2 yıl istihdam garantisi oluşturmuş olacağız. İşverenlerimizin yeni phrogramımızdan istifade etmeye çağırıyoruz.
2B arazilerin satışı ile ilgili başvuru ve ödeme süresini de 31 Aralık tarihine kadar uzatma kararı aldık. Tarım amaçlı kullanılmak üzere çiftçilerimize ecri misil bedelinin yarısına 10 yılsüreylle kiralama imkanı getirdiğimiz Hazine taşınmazlarına başvuru süresini kaldırıyoruz.
3 yılsüreyle Hazine taşınmazını kullanan çifçtilerimize başka şart aramadan bu araziyi kiralama imkanını getiriyoruz. 10 yıllık süreyi dolduranlar satın alabilecektir.
Enerji gücünde 100 bin megawat sınırını geçtiğmizin müjdesini paylaşmak gerektiğini düşünüyorum. Kurulu güç bakımından Avrupa’da 6. dünyada 14. sıraya çıkmış olduk. Biz geldiğimizde hidroelektrik dışında hiç olmayan yenilenbilir kaynaklar konusunda kurulu gücümüzün yüzde 54’üne ulaşarak bir devrim gerçekleştirdik.
Karadeniz’de keşfettiğimiz, önümüzdeki yıl kullanıma sunacağımız doğalgaz çalışmasında, geçtiğimiz hafta Yavuz sondaj gemisini Türkali 2 kuyusuna gönderdik. Yeni aldığımız sondaj gemisinin de filomuza katılmasıyla bu çalışmaları daha da hızlandıracağız.
Enerjiden gıdaya her alanda sorunların çözümünün ötesinde geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak projeleri hayata geçirmek için gece gündüz mücadele ediyoruz. Ülkemizin her meselesini nasıl hal yoluna koyduysak, inşallah bugünkü sıkıntıları da yine biz çözeceğiz.
Terör örgütlerinin başını nasıl ezdiysek, fiyatlardaki yükselişin belini de aynı şekilde yine biz kıracağız. Demokrasi ve milli iradenin üstünlüğünü kökleştirdiysek ekonomimizi de aynı şekilde biz güçlendireceğiz. Kuru nasıl kontrol altına aldıysak enflasyonun üstesinden inşallah yine biz geleceğiz. Allah’ın izniyle bu imtihanı başarıyla atlatacağımıza inanıyorum.”
24 saat 24 saat günün önemli haberleri ve gelişmeleri
Bir ay içinde köpekleri 6 kez zehirlediler
Bursa’da gece vakti drift yapan sürücü mahalleyi ayağa kaldırdı
38 hafta sonunda Süper Lig böyle şekillendi
İşte şampiyon Trabzonsporun bir sezon özeti
Ziraat Türkiye Kupası Finali Kayserispor – Sivasspor maçı ne…
CNN International’ın Türk SİHA’ları için röportaj yaptığı Selçuk Bayraktar’dan ders niteliğinde sözler
CNN International’ın Türk SİHA’ları için röportaj yaptığı Selçuk Bayraktar’dan ders niteliğinde sözler
CNN International’ın Türk SİHA’ları için röportaj yaptığı Selçuk Bayraktar’dan ders niteliğinde sözler
Altay Kadın Futbol Takımı, Süper Lig’de kaldı
Mars’ta 94 dakika süren deprem, uzay tarihine geçti!
Mars’ta 94 dakika süren deprem, uzay tarihine geçti!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.