Itziar Ituno: Annem Türk dizilerinin hastası

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İSTANBUL (Snob Magazin) – Oyuncu, “Türk dizileri dünyada en çok izlenen projeler ortasında yer alıyor. Siz bu vakte kadar hiç Türk dizisi takip ettiniz mi?” sorusuna, “Sadece bir Türk dizisinin bir kısmını gördüm. Zira bu klasik medyadaki diziler saatlerce sürüyor. İzlemek için vakit gerekiyor ve ben izleyemiyorum. Fakat annemin favori dizisi ‘Fatmagül’ün Hatası Ne?’. Annem pek çok Türk dizisini izliyor. Türk dizilerinin hastası” karşılığını vererek şaşırttı.

‘Dramayı seviyoruz’

Türk dizilerin İspanya‘da rekor kırmasına değinen oyuncu, “Bu dizilerin birçoklarında dramatik öğeler var. Çok izlemediğim için içeriğinin ne olduğunu tam olarak bilmiyorum lakin beşerler izlemeye başladıklarında bırakamıyorlar. Saplantılı bir formda izleniyor. Gördüklerimin birçoklarında da maço ya da soyluluğa özendiriyorlar. Başka yandan da inanılmaz bir drama var. Sanırım o drama insanları çok fazla çekiyor. Kendi uğraşında olan feminist bir bayanım fakat tekrar de ben de izlediğimde bakakalıyorum. O dramayı seviyoruz.

‘Hayatım çok fazla değişti’

‘La Casa de Papel’ dizisinden sonra hayatının değiştiğini söyleyen Ituno, Diziden sonra hayatımda çok fazla şey değişti. Bütün kapılar bir anda açıldı. La Casa Papel’in öncesinde bana gelen hiçbir teklife ‘hayır’ deme lüksüm yoktu ancak artık bu türlü bir lüksüm var. Öbür bir taraftan da popülerliğin getirdiği birtakım zorluklar var. Dünyanın rastgele bir yerinde anonim bir kişilik olarak özgürce yürümem mümkün olmuyor. Bu bahsettiğimiz popülerliği de insanın gündelik hayatının içinde bir yerlere oturtması ve onunla yaşaması çok kolay olmuyor. Tekrar de şöhreti kavuştuğum için memnunum. 40’ımdan sonra ayaklarım yere daha sağlam basmaya başladı.

‘ İstanbul olmak isterdim’

Oyuncu, “Dizide daima İstanbul karakterinin olacağı söylendi lakin olmadı. Siz İstanbul olur muydunuz?” sorusuna ise, “Evet, çok isterdim. Zira bu kenti çok seviyorum. Hatta bir yandan Avrupalı’yı öbür yandan da Doğulu’yu oynayabilirdim. İkisini birden yani… Güzel olurdu” cevabını verdi.

GREV SİNEMASININ KONUSU NEDİR?

“Grev” sineması, Osmanlı’nın son periyotlarında, II. Meşrutiyet İhtilali’nin iki yıl sonrasında, şimdi İttihat Terakki’nin iktidarda olduğu bir devirde, Osmanlı’daki iktisadi süreçlerin başına çöreklenmiş Düyun-u Umumiye’nin yaratılan kıymete el koymak üzere cendereyi nasıl giderek sıktığının ve bu sıkılan cendereye reaksiyon olarak, bayan iplik personellerinin başını çektiği, grevin öyküsünü anlatıyor.

Çalışma şartlarının berbatlığına reaksiyon olarak başlayan grev, kentteki az sayıda Ermeni ve Rum sosyalistin de katkılarıyla dokuma ve başka departmanlara da yayılıyor ve beş bin çalışanın iştirakine ulaşıyor. Sinema, Bursa’da örgütlenen bu birinci grevin öyküsünü, Selanik doğumlu bir İspanyol olan II. Enternasyonal’in bir temsilcisinin gözünden anlatıyor.

“Grev” sineması, 29 Ekim Cuma günü gösterime giriyor.