Osho kimdir? Gerçek ismi ne? Osho’nun sevgi, aşk ve bilgelik üzerine en manalı kelamları

Osho söylediği sözlerle insanları hayat hakkında düşündürmeye teşvik ediyor. Sevdiklerinize siz de bu kelamlardan göndererek onları şaşırtabilirsiniz. Dilerseniz toplumsal medya hesabınızdan Osho‘nun sevgi, aşk ve bilgelik üzerine en manalı kelamları paylaşarak dikkatleri üzerinize çekebilirsiniz. Pekala Osho kimdir? Gerçek ismi ne? En hoş Osho kelamları …

OSHO KİMDİR? GERÇEK İSMİ NE?

Osho Hindistan’ın Madhya P?adesh eyaletinde 11 Aralık 1931 yılında dünyaya geldi. Gerçek ismi Chandra Mohan Jain olan filozof birçok isimle anıldı. 1960’lı yıllarda Acharya Rajneesh, 1970-1980 yıllarında da Bhagwan Shree Rajneesh olarak ismini aldı. Herkes tarafından bilinen Osho ismini ise 1989 yılından sonra kullanmaya başladı.

Çocukluk yıllarından beri ideolojiye ilgi duyan Hintli filozof, bilhassa ideolojide “ben” duygusu üzerine ağırlaştı. Osho insanların aslında memnun olmak için yaratılmış şuurlu canlılar olduklarını ve bunun için de her türlü donanıma sahip olduklarını savunur. Osho’ya nazaran memnun insanı çağrıştıran tüm sıfatlar, vücut ve zihni dengelemek için vardır ve daima oradadırlar. Yalnızca almasını bilmemiz gerekir.

Genç yaşında meditasyon yaparak “aydınlanma” hayatında yaşadığını tabir etmiştir. Hayatının her devrinde meditasyonun kıymetine dikkat çekmiştir. Osho; 1960’lı yılların sonuna yanlışsız, kendine has bir meditasyon tekniği oluşturarak ününü Hindistan dışına taşımıştır. Osho kendini hiçbir gelenek ve dini öğreti ile bağdaştırmamıştır.

OSHO’NUN SEVGİ, AŞK VE BİLGELİK ÜZERİNE EN MANALI KELAMLARI

Neyi reddedersen et, onu öteki bir yere koymak zorunda kalacaksın. Onu öbür birisinin üzerine yansıtacaksın. Reddedilen kısım, bir yansımaya dönüşecektir

Topluma mutlak formda teslim olmak, bütünüyle onun esiri olmak gerekir. Toplum lakin o vakit sırf kölelere, ruhsal olarak intihar etmiş kimselere hürmet duyar.

Hayat küçük şeylerden oluşur. Şayet sen seversen büyük olurlar.

Birisinin yanlışı için kendini cezalandırmak aptalcadır.

Aşk özgürlük verir. Şayet özgürlük ve aşka sahip olursan öbür şeye gereksinimin kalmaz. Elde etmişsindir. Sana hayat işte bunun için verildi.

Bir şeyi bastırırsan, o şey pahalı olur. Daha fazla bastırırsan, daha pahalı olur. Bastırmazsan bütün kıymetini kaybeder.

Beşerler bir şeyi anlamadıklarında yanlış anlamaya başlarlar.

Birinci özür dileyen en yiğit, birinci affeden en güçlü, birinci unutan en mutlu…

Hiçbir şeyi ayıplama. Tersine onu kullan. Rastgele bir şeye karşı olma. Nasıl kullanılabileceğinin ve dönüştürülebileceğinin yollarını orta.

Her vakit ne varsa onu gör. İvedi etme. Bir şeyi yanlış anlamaktansa anlamamak daha güzeldir.

En temel dehşet, vefat kaygısıdır; öbür tüm dehşetler yalnızca temel endişeyi yansıtır.

Yakından bak ve pek çok şeyin ardında endişeye rastlayacaksın. Tüm davranışları, tüm inançları izle ve gerçeklere mi, deneyimlere mi, yoksa kaygılara mı dayandığını öğren. Kaygıya dayanan her şeyden vazgeçmelisin.

Ayrılık kaçınılmaz bir sondur, kimse istemez lakin gereklidir. Zira hayat olduğu üzeredir; olması gerektiği üzere değil.

Aşk o denli derin bir gereksinimdir ki onsuz yaşayamazsınız; ya kendisi ya da yedeğini ararsınız. Yedek uydurma olabilir lakin en azından bir müddetliğine aşık olduğunuz hissine kapılabilirsin. Geçersizi bile keyiflidir. Eninde sonunda geçersiz olduğunun farkına varırsın; o vakit uydurma aşkı gerçeğine dönüştüremezsin, o vakit sevgili değiştirirsin. İki mümkünlük var; bu aşkın uydurma olduğunu anladığında kendini değiştirebilirsin, geçersiz aşkı bırakıp gerçek bir aşığa dönüşebilirsin. Başka mümkünlük ise sevgilini değiştirmektir. Aklın seçtiği yol budur.

Güçlü rüzgârlar seni oraya buraya sürüklüyorsa onlara direnme: Onlar sen direndiğin için güçlü görünüyorlar. Rahatla ve bırak seni götürsünler. Onlarla git, bütün olarak git.

Kolay olan ego için cazip değildir, kolay olan egonun vefatı demektir.

Bayan ve erkek, insanlığın büsbütün farklı iki kategorisidir. Kıyaslanamazlar. Onları kıyaslama kanısı bile aptalcadır ve kıyaslamaya başladığın vakit, işin içinden çıkamazsın.

Kızgınlık, kıskançlık ve nefret ile dolu olduğun vakit; sessizce otur. Kapıları kapat ve sessizce otur. Kızgınlığa müsaade ver, müsaade ver gözlerinin önünde çaksın. Nefrete müsaade ver bir sinema üzere geçsin. Sen izleyici ol. Şaşıracaksın: O his her vakit orada kalamaz, bu mutlaktır. Er yada geç geçer, yalnızca birkaç dakika vakit alır ve geçtiği vakit geçmiştir. Kendinden hiçbir iz bırakmayacaktır.

İvedi ederek bir olay karşısında çabuk karar verme. Yanlış anlayarak hayata karşı koymak yerine anlamamayı seç.

Aydınlanmak için kendin ışık ol, diğerinden aldığın ödünç ışık ile yaşama.

Gündem